Projenin ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) sürecinin devam etmesine karşı çıkan Sinop Boyabat Çevre Platformu, bugün Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı önünde protesto gösterisi düzenledi.
Eyleme çevrecilerin yanı sıra çeşitli siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları da destek verdi. Ellerinde “Cengiz Boyabat’tan Defol”, “Maden Değil Yaşam” yazılı dövizler taşıyan grup, madenin durdurulmasını talep etti.
Platform adına yapılan basın açıklamasında, projenin yaklaşık 898 hektarlık geniş bir alanda kurulmasının planlandığı belirtildi. Bu alanda bakır ocağı, cevher zenginleştirme tesisi, atık depolama alanı, beton santrali ve mobil kırma-eleme tesislerinin yer alacağı ifade edildi. Açıklamada, madenin sadece doğal yaşamı değil, bölgenin tarımsal faaliyetlerini, içme suyu kaynaklarını ve Gökırmak üzerinden Kızılırmak havzasını da tehlikeye atacağı vurgulandı.
Yetkililer, yılda 13 milyon 250 bin ton toprak hareketinin yaşanacağı bu proje kapsamında 250 binden fazla ağacın kesileceğini ve orman ekosisteminin ciddi zarar göreceğini dile getirdi. Ayrıca projenin, pirinç üretimiyle bilinen Gökırmak havzasında su ve gıda güvenliğini riske atacağına dikkat çekildi.
“Biz madene değil, yanlış yerde madene karşıyız” diyen çevreciler, su kaynaklarının, zeytinliklerin, tarım alanlarının ve koruma altındaki bölgelerin madenciliğe açılmasının kabul edilemez olduğunu belirtti.
“Türkiye’nin Geleceği Tehlikede”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz da açıklamalara destek verdi. Şahbaz, “Bu sadece Boyabat’ın meselesi değil, tüm Türkiye’yi ilgilendiriyor. Kızılırmak gibi stratejik bir su kaynağını riske atmak, tüm ülkenin gıda ve su güvenliğini tehdit eder. Ağır metallerle kirlenen doğa, nesiller boyunca sağlığımızı tehdit edecek” dedi.
Maden projelerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, Türkiye’de yaşanabilir alanların hızla azaldığını ve halk sağlığının ciddi tehdit altında olduğunu söyleyen Şahbaz, bu tür projelerin ülkeyi “zehirli bir çöle” dönüştüreceği uyarısında bulundu.
TEMA Vakfı: “ÇED Süreci Durdurulmalı”
TEMA Vakfı adına konuşan Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Başkan Yardımcısı Onur Küçük, projenin dosyasında ciddi eksiklikler bulunduğunu belirterek, “Su, iklim ve gıda krizinin kapıda olduğu bir dönemde, bu tarz projeler geri dönülmez zararlar doğurabilir. Halk projeyi istemiyor, hukuki yollarla da mücadele sürecek. Temennimiz, ÇED sürecinin bir an önce iptal edilmesidir” ifadelerini kullandı.
TTB Başkanı: “Halk Sağlığı Göz Ardı Ediliyor”
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap da sağlık açısından ciddi uyarılarda bulundu. “Sağlık, yalnızca hastane ve doktorla korunmaz. Temiz hava, su ve toprak da gerekir. Madenler nedeniyle ağır metal kirliliğine maruz kalan toplumlarda kansere, doğumsal bozukluklara ve sinir sistemi hastalıklarına rastlanıyor” diyen Azap, çevre ve insan sağlığını göz ardı eden madencilik uygulamalarının artık durdurulması gerektiğini vurguladı.




