Küçükçekmece Belediyesi Film Ofisi tarafından organize edilen etkinliğin moderatörlüğünü Tuba Büdüş üstlendi. Söyleşi öncesinde, yönetmenliğini Soner Sert’in yaptığı ve başrolünde Nazan Kesal’ın yer aldığı “Acı Kahve” filmi izleyiciyle buluştu. Film gösteriminin ardından gerçekleştirilen söyleşiye Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi ve çok sayıda vatandaş katıldı. Başkan Çebi, program sonunda film ekibine çiçek takdim etti.
“Küçükçekmece kültür ve sanatla anılsın istedik”

Etkinliğin açılışında konuşan Belediye Başkanı Kemal Çebi, Nazan Kesal’a, Soner Sert’e ve katılımcılara teşekkür ederek şu ifadeleri kullandı:
“Küçükçekmece, İstanbul’un ikinci, Türkiye’nin ise yedinci büyük ilçesi. 56 ilden daha büyük bir nüfusa sahibiz. 2019’da yola çıkarken, ilçemizin yalnızca gölüyle değil; kültürle, sanatla, edebiyatla ve sporla anılmasını hedefledik. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de söylediği gibi, bir ülkenin sanatı yoksa damarlarından biri eksiktir.”
Nazan Kesal: “İçime sinmeyen hiçbir işte yer almak istemiyorum”
Oyunculuk anlayışı ve film hakkındaki düşüncelerini paylaşan Nazan Kesal, güçlü senaryoların oyuncuyu beslediğini vurguladı:
“Bir oyuncu, her karakteri oynayabilecek esnekliğe sahip olmalı. Biz tüm ruhları canlandırmaya talibiz. Oynadığınız karakterin de bir noktadan sonra sizi ele geçirmesi gerekir. Acı Kahve çok güçlü bir senaryoya sahip; hepimizin hayatından bir kesit barındırıyor. Üç yıldır dizi çekmiyorum, böyle devam ederse de çekmeyeceğim. Çünkü seyircisini önemseyen bir oyuncuyum. Bu yaz en az on diziyi reddettim; artık sadece doğru ve içime sinen işlerde yer almak istiyorum.”

Soner Sert: “Seyirci, tartışmanın bir parçası olmalı”
Acı Kahvenin yönetmeni Soner Sert ise filmin çıkış noktasını anlattı:
“58 kuzenim var ve çocukluğumdan beri kız isteme merasimlerine çok tanık oldum. Bu törenlerin yapaylığı hep ilgimi çekti. Senaryoyu yazarken amaçlarımdan biri, seyircinin herhangi bir karakterle özdeşleşmemesiydi. Bu tür hikâyelerde izleyici kendini tartışmanın içinde bulmalı ve kendi kararını vermeli. Çağdaş sinemanın da bu yönde ilerlemesi gerektiğini düşünüyorum.”




