GALERİNİN DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...


Elçin Sangu,Üniversite eğitimini Mersin Üniversitesi Opera bölümünde alan Elçin Sangu 2006'da Yeditepe Üniversitesinde Güzel Sanatlar bölümünde eğitimine devam etti.

Müziğe olan ilgisi bu eğitimini yarıda bırakmasına sebep olan Sangu, Sahne Tozu Tiyatrosu'nda oyunculuk eğitimi alıp tiyatroya adım attı.

11 Temmuz 1985'te İstanbul'da doğdu yani 30 yaşında Elçin Sangu, bir Yengeç kadını.

Rol arkadaşı Barış Arduç işe 1987 doğumlu yani 28 yaşında

İzmir'de yer aldığı bir tiyatro oyununun ardından şu anki menajeriyle tanışıp onun yönlendirmesiyle bir anda dizi oyunculuğuna adım atan Sangu, bu fırsatı nasıl değerlendirdiğini şöyle anlatıyor; "Çocukluğumdan bu yana sahne sanatlarına dair işler yapmak istiyordum. Opera mezunuyum. İzmir’de tiyatro yaparken tesadüf eseri kendimi bir anda 'Öyle Bir Geçer Zaman ki' dizisinde önemli bir rolde buldum. Üstelik başlangıç için inanılmaz bir tecrübe niteliğinde olan ‘kötü karakteri’ deneyimledim."

2010 yılında Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisindeki Jale rolüyle adım attığı dizi oyunculuğu kariyeri, Sangu'nun tiyatro ve operayı ikinci plana atmasına sebep oldu. Sangu bu tercihini de şu sözlerle anlatıyor; "Tiyatro ve opera çok zor. Türkiye’de devam ettirmek çok zor olacaktı ve karşıma yapmak istediğim başka bir şey çıkınca fırsatı kaçırmak istemedim. Opera mı oyunculuk mu deyince oyunculuk ağır bastı."

2014 yılı Elçin Sangu'nun kariyerinde önemli bir sıçrama noktası oldu. Kurt Seyit ve Şura'da Güzide karakterini canlandıran Sangu, buradaki performansıyla büyük övgü aldı. Kurt Seyit ve Şura'nın beklenenden daha önce gelen finalinin ardından Sevdam Alabora dizisi Sangu'nun 2014'teki bir başka durağı oldu. 2015 yılında ise Elçin Sangu, Kiralık Aşk dizisiyle ekranlardaki iddialı varlığını sürdürmeye devam ediyor. Oldukça tutkulu bir hayran kitlesine sahip olan Elçin Sangu, şu sıralarda sosyal medyadan kendisine gelen büyük destekle dizi oyuncuları arasında hızlı yükselişini sürdürüyor. Sangu, gördüğü yoğun ilgiye karşı HTMagazin'e verdiği röportajda şu kelimeleri kullanıyor; "Hiçbir zaman çok ünlü olayım çok popüler olayım demedim. İnsanların benim için “Çok iyi oyuncudur. Çok iyi insandır” demeleri benim için yeterli. Bana “Çok güzelsin” deseler o kadar sevinmem ama işimle ilgili söylenenler beni motive ediyor. Zaten iltifat alamıyorum. Biri güzel bir şey söylediğinde ne diyeceğimi bilemiyorum."

Sangu ilişkiler için şu yorumda bulunuyor; "Aldatılmak ve kandırılmakla ilgili zaafım var. Birinin beni kandırmaya çalıştığını hissettiğim anda büyü bozuluyor. Büyüsü bozuluyor ve o kişi benim için anlamını kaybediyor." 1.69 m boyundaki Sangu, 60 kilo ve açık kahverengi gözlere sahip. Sangu'nun en dikkat çeken özelliği doğal kızıl renkte olan saçları. Gizem Kaboğlu'na verdiği bir röportajda yıllar içerisindeki gelişimini anlatan Sangu, çocukluğunu şu kelimelerle tarif ediyor; "Darwin’in evrim teorisine kanıt olarak derecede çirkin ve yaramaz bir çocuktum. “Evlat olsa sevilmez” derken bir anda kuğuya dönüştüm. Tam bir çirkin ördek yavrusu hikayesi benimki." Erkekler hakkında ise şu yorumu yapıyor Sangu; "Sinek kaydı tıraş da uzun sakal da sevmem. Hatta bıyıktan da hoşlanmam ama kirli sakalı seviyorum. Boxerı görünecek sekilde pantolon giyen erkeklere sonsuz karşıyım. En yakışıklı erkek olsa, gömlekten atlet izini gördüğüm an tüm karizma biter." Elçin Sangu'nun özel hayatıyla ilgili ise üstü kapalı yaptığı yorum şu şekilde; "Zeki olmayan erkeğe tahammülüm yok. Şimdi hayatımda olan kişi gördüğüm en zeki erkeklerden biri."

Editör Hakkında