İşte Levent Kırca’nın Ölmeden Önceki Son İsteği


DETAYLAR İÇİN GALERİYE DEVAM ET...

Usta sanatçı Levent Kırca’nın oğlu Oğulcan Kırca ile yapılan röportajda, dört çocuğun da mirası reddetmesi ve bunun Levent Kırca’nın isteği olduğu konuşulmuştu. Şimdi ise, Levent Kırca’nın son isteği ve Levent Kırca Kültür Merkezi’nin faaliyetleri hakkında yapılan röportajda neler konuşulmuş bakıyoruz…

Son İsteği Tiyatrosu…
Usta oyuncunun hastalığının en zor zamanları ve hayata tutunduğu son iki günde de tek istediği ‘tiyatrosunun yaşaması’ oldu
“Babamın hastanedeki son iki günüydü… Çok fazla morfin veriliyordu ağrıları için. Morfinin etkisiyle kendine gelip gidiyordu. Kendinde olduğu bir an sorması çok zor ama ‘baba yapmamı istediğin bir şey var mı?’ diye sordum. “Ne gibi” dedi. Ne bileyim; ‘şunu hallet, şuraya git, bunu yap, aklım şunda kalır, bunu halledersen mutlu olurum’ diyeceğin bir şey… ‘Hayır’ deyip, yatağını gösterdi: “Şu yatağın üzerindeki mücadelem hariç, hayatta her şeyi hallettim. Bir tek tiyatromun yaşamasını istiyorum”

Levent Kırca Tiyatrosundan Kültür Merkezine…
Bu sözler üzerine Oğulca, bunun bir emir telakki olduğunu ve asıl mirasın bu olduğunu düşündüğünü söylüyor. Bahariye Caddesi’ndeki Levent Kırca Tiyatrosu’na ilk geldiğinde iki katı tutulmuş çok merkezi bir yer olduğunu söyleyen Oğulcan Kırca, buranın girişine babasının hep istediği sanat fuaye kafesi yapmak istediğini söylüyor ve geliştirme planlarını anlatıyor:
“Burada alt katta bir tiyatro salonu vardı. Biz alt katı da tutup, 3 katlı bir yer haline getirdik. Kadıköy’de 18 tane tiyatro sahnesi var. Bunların 14 tanesi 50 kişiden küçük kapasiteli. Ve Kadıköy şu anda -babamın dediği gibi- ‘kurtarılmış’ bir bölge… Önceden Taksim’de daha ağırlıklı bir tiyatro seyircisi vardı. Şimdi Kadıköy’de daha çok olmaya başladı. Burası Avrupa gibi sokakta yürüyen insanların sinema, tiyatro ve sanat konuştuğu bir yer. Burası tek katlı Levent Kırca Tiyatrosu’ydu… Ama şimdi üç katlı Levent Kırca Kültür Sanat Merkezi haline geldi.”

“Ya Sanatın Kökü Kazınana Kadar Ya Da İlelebet!”
Yeni yapılanmada çok değerli konservatuar hocaları, konservatuar bölüm başkanları, akademisyenler, ünlü oyuncular bu merkezde atölye çalışmaları yapıyor. Hiç reklam yapılmadığı halde şimdiden 100 öğrencileri var. Bu workshopların içinde; kamera önü oyunculuk, kamera önü çocuk oyunculuk, temel eğitim, tiyatro-sinema oyunculuğu alt yapısı, sinema yönetmenliği, senaryo atölyeleri, montaj gibi eğitimler var.
“Burada bir sirkülasyon olduğu sürece, buraya birileri geldiği ve buradan birileri çıktığı sürece babamın adı yaşayacak demektir. Yani ‘Türkiye’de sanatın kökü kazınana kadar ya da ilelebet’ burası yaşayacak.

‘Alkolik Öldü’ Dediler…
“Onun için ‘alkolik öldü dediler’, ‘gayrimüslim’ dediler… Selamlaşarak terörün biteceğine inanacak kadar mı bağlı olmalıydı dinine? Ya da Türkiye’de sarhoş rolünü en iyi icra eden sanatçı olacak kadar mı içmeliydi? Zaten bunları düşünen adamla işim yok ki benim. Daha doğrusu aklındaki fikri değiştirmekle ilgili bir çabam yok. Yıllarca seyretmişsin bu adamı ve sarhoş karakterini iyi oynuyor diye, o adamın alkolik olduğunu düşünüyorsan, katil rolündeki birinin de adam öldürdüğünü düşünmen lazım. Bizim ülkemizde kendini geliştirdiğin ölçüde yalnızlaşıyorsun. Gelişimin paylaştıkça yükselir. Aksi durumda yalnızlaşırsın. Sanat böyle bir durum; yapıldıkça, derinine indikçe…”

Doğum Gününde En Büyük Hediye
Kültür merkezinde hazırlıklar son sürat devam ediyor. Tiyatro sezonu Eylül’de başlayacak ve Mayıs sonunda bitecek. Ekip sezona iyi bir giriş yapmak için hazırlık aşamasında. 3 Haziran Nazım Hikmet’in ölüm yıldönümünde de Nazım Hikmet dinletisi düzenleyecekler.
Tiyatro içindeki her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülüyor ve titizlikle hazırlanıyor. Kültür merkezinin içine yapılacak kafenin ismi de ‘Olacak O Kadar Cafe’ olacak.
Tabii hazırlığın en büyüğü Kırca’nın doğum günü olan 28 Eylül için…

“Babamın yıllar önce yazdığı bir oyun var: Anahtarlar ve sahipleri. Ben hiç okumamıştım; çok küçüktüm. Ne zaman konusu açılsa, onu öyle bir anlatırdı ki; hep hayranlık duyardık. Babamın yazarlarından olan Ömer Pınar bu oyunun el yazısı ile kendisinde durduğunu söyledi ve bu oyunu sahneye koymayı teklif etti. İşte 28 Eylül’de 50. Sanat yılıyla birleştirerek, Levent Kırca Kültür Sanat Merkezi’ni o oyunla açmayı düşünüyoruz.”
Oğulcan Kırca, çıkan miras haberleri üzerine kendi kaleme aldığı yazısını sevgili Yılmaz Özdil’le paylaşmış. Bir oğulun babasına yazdığı duygusal mektubu, eğer bir gün sevgili Özdil, bizimle paylaşırsa öğreneceğiz… Miras olayını burada noktalayıp, sanatla tekrar buluşmak üzere…
Sanatla Kalın…

Editör Hakkında