Kürtaj olan bebeğin annesine feryadı. Mutlaka okuyun ve toplumsal bilinç oluşması için lütfen paylaşın. Göz yaşlarınızı tutamayacaksanız...
5 EKİM: Bugün var edildim, buradayım, varım. Müthiş bir duygu bu. Var olduğumu henüz annem ve babam bilmiyor. Bir elma çekirdeğinden bile küçüğüm ama ne de olsa, ben benim. Varım ya bu bana yetiyor. Henüz bedenim belli belirsiz, yüzüm yok ama varlığımı ve benliğimi hissedebiliyorum. Bir kız olacağım ve baharda çiçekleri seveceğim..
23 EKİM: Hiç göremediğim bir el ağzımı biçimlendirmeye başladı. Dudaklarımda onun dokunuşunu hissediyorum. Bu "el"in dokunduğu yerler dudağım damağım oluyor. Düşünün bir yıl sonra bu elin dokunduğu yerde tebessümler açacak, güleceğim. Dudağımdan ve dilimden sözler dökülecek. Herhalde önce "anne!" diyeceğim. anne duyuyor musun beni? Seninle konuşacağım, sana güleceğim. Kimilerine göre hâlâ daha var değilmişim, nasıl olur? Varım ve gülücükler sunacak dudaklarım da olmak üzere ya... Hem sonra bir ekmek kırıntısı ne kadar küçük olursa olsun yine ekmektir, öyle değil mi anneciğim? ah bir konuşabilsem!
27 EKİM: Bugün pek mutluyum, içimde tatlı bir kıpırtı başladı. Artık bir kalbim var ve kalbim atmaya başladı. Hayatım boyunca böyle atıp duracak. Sevgilerle dolduracağım kalbimi. Tıpkı anneminki gibi... Annem bedeninde iki kalbin birden atmaya başladığını bilseydi ne kadar sevinirdi! Duyuyor musun anne?
2 KASIM: Her gün biraz daha büyüyorum, kollarım ve bacaklarım da biçimlenmeye başladı. Hele bir büyüsün kollarım bak nasıl kucaklayacağım seni anneciğim. Şu ayaklarım da tamamlansın da, beraber çiçekli bahçemizde yürürüz. Belki birlikte okula gideriz anne..
12 KASIM:
Ah evet... bunlar, bunlar ne kadar sevimli ve küçük şeyler. Aman Allah'ım parmaklarım da çıkmaya başladı. Bunlarla çiçek toplayacağım, annemin elini tutacağım, kalem tutacağım. Belki de güzel bir şiir yazacağım. Anneciğim, orada mısın? Ellerimi ellerinin arasına koymak için sabırsızlanıyorum.
20 KASIM: Oh, nihayet.. annem doktora gitti. Burada olduğumu öğrendi.. yaşasın! Doktor teyze özel bir cihazla gördü beni, ultrason diyorlarmış. Resmimi bile çekti. Sevinmiyor musun anneciğim? Seneye kalmaz kollarının arasında olacağım...
25 KASIM: Artık babam da burada olduğumu biliyor. Fakat henüz kız olduğumun farkında değiller. Onlara sürpriz yapacağım..
10 ARALIK: Bugün yüzüm tamamlandı. Artık iki güzel gözüm, bir küçük burnum, dudaklarım ve yanağım var... Anneme benziyorum galiba...
13 ARALIK: Artık çevreme bakabiliyorum. Etrafım çok karanlık ama olsun. yine de mutluyum. Yaşıyorum ve varım. Kısa bir süre sonra gün ışığını görebileceğim, renkleri ve çiçekleri tanıyacağım. Rüyamda gördüm dünyada gökkuşağı diye bir şey varmış.. Onu çok merak ediyorum.. Anneciğim, babacığım sizin yüzünüzü de göreceğim. tanışacağız.... Mutlu olacağız, gülüşeceğiz..
24 ARALIK: Kulaklarım daha iyi duyuyor artık. Anneciğim, senin kalbinin seslerini duyuyorum. Benim kalbimin atışlarını da sen duyabiliyor musun? Hatta sesini bile tanıyabiliyorum, sesin ne kadar tatlı... Hiç duymadığım bir şey bu... güzel ve sağlıklı bir kız olacağım. Kollarında uyuyacağım, yüzüne bakacağım, o tatlı sesini dinleyeceğim. Benim için ninni de söyleyecek misin anneciğim? Sen de beni özlüyorsundur mutlaka... Beni koklayacaksın.. çok seveceksin, değil mi?
28 ARALIK: Anne burada bir şeyler oluyor. Doktor abla neden mutsuz bakıyor böyle... Sen acı çekiyor gibisin. Kalp seslerin değişti... sustun. Benimle niye konuşmuyorsun anne? anne... anne... anneciğim... yüzümde soğuk bir şey hissediyorum. anne, yüzümü parçalıyorlar... anne bir şeyler yap... anne... kolumu çekiyorlar anne... canım yanıyor anne... anne... ayaklarımı parçalıyor bu şey anne... beni sana bağlayan damarı kopardılar anne... anne kalbimi parçalıyorlar... anneciğim... anne... anne... anne.....
Kürtajınız tamamlandı hanımefendi, geçmiş olsun !..
Geçerli bir bir zorunluluk olmadığı halde kürtaj yaptıran anneler, bebeğinizin dünyaya gelmesine fırsat verseydiniz bunun gibi dünyalar tatlısı çocuğunuz olacaktı.
Belki de bunun gibi...
Belki de bunun gibi...
Kendini koruyamayacak güçte ve bedende olan bebeğinize nasıl kıydınız?
“BU VAHŞETİN ÖNÜNE GEÇİLMESİ LAZIM” İlahiyatçı Prof.Dr. Ramazan Altıntaş, dinimizde kürtajın caiz olmadığına dikkat çekerek, “Annenin hayatı söz konusu olmadan ne olursa olsun kürtaj yapılmamalı. Çünkü bu bir cinayettir. İnsanlık vahşetidir” dedi.
Hiçbir şeyin insan hayatı kadar kıymetli olmadığını belirten Altıntaş, ne olursa olsun Allah’ın verdiği cana kimsenin kıymaya hakkının olmadığını söyledi. Kürtajla alınan çocukların daha sonra kozmetik sanayisinde kullanılmasının bir vahşet ve cinayet olduğunu söyleyen Altıntaş, şöyle konuştu: “Bunlar insan hayatını hiçe sayıyorlar. Bir insan nasıl kozmetik sanayisinde kullanılabilir akla mantığa sığmayan bir cinayettir. Bu kabul edilemez bir durumdur. Her canlı gibi o doğmamış bebeğin de yaşama hakkı vardır. İnsanı insan güzelliği için kullanmak görülmemiş bir insan vahşetidir. İnsana böyle muamele yapılması hiçbir yerde görülmemiş bir cinayettir. O da bir canlı sonuçta, onun yaşama hakkının elinden alınması kabul edilemez bir durumdur. Bir an önce bu vahşetin önüne geçilmesi lazım.”
“DOKTOR NE DERSE O DİYE BİR ŞEY YOK” Altıntaş, “Bazı kadın uzmanı doktorların, ‘Bu bebeği mutlaka aldırın, yoksa sakat doğar’ gibi açıklamalarının daha sonra doğru olmadığı ortaya çıktı. Çocuklarını aldırmayan ailelerde doktorların bu söylemlerinin doğru olmadığını gördük ve o çocuklar şimdi gayet sağlıklı. Bunun için herkesin bu konuya duyarlı olması lazım ve bir an önce de yaşanan bu vahşetin önüne geçilmesi lazım” şeklinde konuştu.