Murat Boz ile yaşadığı aşkla yılın sürprizine imza atan Aslı Enver, ilişkisini sosyal medyada ilan etmeden önce verdiği röportajda “Hiç aklımda yokken yaşadığım harika şeyler karşısında hep şunu söylerim kendime:
Bu benim bir hayalim olabilirmiş ve gerçek oldu şu anda. Başıma gelen güzel şeyleri hayatın sürprizleri gibi kabul etmenin verdiği mutluluk bir başka” diyerek ipuçlarını vermişti...
Yolun yarısını oyunculukla kat etmiş bir isim Aslı Enver. Sırrı, sakinlikten yana olsa da hayata karşı heyecanını hiç gizlememesi belki de. Yorulmaktan hiç gocunmuyor.
Tıpkı günün geri kalanını dizi setinde geçirecek olsa da, karlı bir İstanbul sabahı sekizde başlayan bu çekimin tatlı yorgunluğunun hiçbir anını etkilememesi gibi. Yüzünde koskoca bir gülümsemeyle karşımda.
Sıra yeni başlayacak dizisi Kış Güneşi’ne geldiğinde gözleri parlıyor. “Şükrü’yle (Özyıldız) çalışıyoruz. Yeni tanışmış olsak da birbirimizi uzun zamandır tanıyormuş gibiyiz. Reji ekibimiz Ulan İstanbul’u çeken ekip, oturmuş bir düzen olsa da hiç yabancılık çekmedim. Birbirinden zeki ve tatlı üç yönetmenimiz var. Bir de şöyle bir farkındalık var artık hayatımda. İş yaptıkça, yaşın büyüdükçe karşına daha önceden çalıştığın insanlar çıkıyor.
Asistanların yaşı senden daha küçük oluyor. Kış Güneşi seti de böyle bir set. İnsana iyi geliyor, cesaret veriyor. Erken yaşta başlamak hem insanın kendisine hem de çevresine bu işte çok fark katıyor. Dizinin konusuna gelecek olursak canlandırdığım Nisan karakteri, Mete ile evli. İyi gitmeyen bir evlilikleri var. Mete’nin yıllar önce birbirlerini kaybettikleri bir ikizi, Efe var. Bir intikam hikayesi. Polisiye matematiği de olan melodram bir iş.
Enver’in hayatına Kış Güneşi dizisiyle giren Nisan, bugüne dek canlandırdığı tüm karakterlerden farklı bir yerde, hatta bir ilk. “Karakterlere çok vurulurum. Empati kurabilmem gerekir.
Bugüne kadarki tüm karakterlerim bana bir yönüyle tanıdıktı. Bana yakın gelen bir kadınla özdeşleştirirdim. Nisan ise bana bir o kadar yabancı. Beni Nisan’a dair çeken de aslında bu oldu. Hiç tanımadığın bir ruh ama tanıdığın bir bedende, nasıl olacak ben de merak ediyorum.”
Enver’in vazgeçmediği şeyler de var hayatında, mutluluğun peşindeki yolculuğu ve hiç azalmayan umudu. Zorlukları dert edinmemenin kendince yollarını bulmuş.
Birçoğumuz için hayalleri daha da ciddiye alma zamanıdır otuzlar. Otuz bir yaşındaki oyuncu bu konuda da bir istisna: “Hayalci ya da hedefleri peşinde kendini hırpalayan biri değilim. Geldiği kadar kabulümdür, tabii ki çok mutlu olurum aklımdan, kalbimden geçen şeyler olursa.
Hiç aklımda yokken yaşadığım harika şeyler karşısında hep şunu söylerim kendime: Bu benim bir hayalim olabilirmiş ve gerçek oldu şu anda. Başıma gelen güzel şeyleri hayatın sürprizleri gibi kabul etmenin verdiği mutluluk bir başka.”