Özdağ, konuşmasında, dava sürecini Kumluca’ya gelmeden kısa süre önce öğrendiğini belirterek, Hınıs Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Şeyh Said’in akrabalarının şikâyeti üzerine dava açıldığını ifade etti.
“Bu bir düşünce ve tarih tartışmasıdır”
Açıklamasında tarihsel ve hukuki değerlendirmelerde bulunan Özdağ, Şeyh Said’in Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı silahlı ayaklanma girişimiyle anılan bir figür olduğunu savunarak, bu konuda yapılan eleştirilerin suç kapsamına alınmasını eleştirdi. Özdağ, söz konusu davanın, tarihsel olayların tartışılmasını ve eleştirilmesini hedef aldığı görüşünü dile getirdi.
Özdağ, konuşmasında ayrıca, Şeyh Said ile Abdullah Öcalan arasında tarihsel ve ideolojik benzerlikler bulunduğunu ileri sürdü ve her iki ismin de Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı silahlı eylemlerle anıldığını savundu.
“Mahkeme kararlarıyla sabit bir isyan” vurgusu
Özdağ, Şeyh Said İsyanı’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında yaşandığını hatırlatarak, isyanın yargı kararlarıyla kayıt altına alındığını ve bu nedenle tarihsel bir gerçeklik olarak ele alınması gerektiğini söyledi. Açıklamasında, dedesinin isyan sürecinde görev alan askerî birliklerde yer aldığına dair ailevi bir anıyı da paylaştı.
Konuşmasının sonunda Özdağ, açılan davaların düşüncelerini değiştirmeyeceğini ifade ederek, “Bu dava bir tane değil, elli tane de olsa tarihsel değerlendirmem değişmez” dedi.
Dava sürecine ilişkin yargı makamlarından henüz ayrıntılı bir açıklama yapılmazken, hukuki sürecin önümüzdeki günlerde netleşmesi bekleniyor.