Fatih Portakal'ın eşi gündemi bomba gibi karıştırdı!
Galerinin devamı için tıklayınız...
EŞİNİ SIR GİBİ SAKLAYAN FATİH PORTAKAL'IN EŞİYLE FOTOĞRAFI SOSYAL MEDYA'DA İLGİ ODAĞI OLDU!
Eşini Sır Gibi Saklıyordu! İlk Fotoğrafları Beğeni Rekoru Kırdı! Kendisi her daim ideallerinin ve onurunun peşinden eşiyle birlikte el ele koşmuş bir vatandaş. Onu özel kılan tüm yeteneklerinin yanında Fox Tv Ana Haber spikeri “ailemizden biri” Fatih Portakal’ın eşi olması… Kendisi her daim ideallerinin ve onurunun peşinden eşiyle birlikte el ele koşmuş bir vatandaş. Onu özel kılan tüm yeteneklerinin yanında Fox Tv Ana Haber spikeri “ailemizden biri” Fatih Portakal’ın eşi olması…
Onun adını ilk kez Fatih Portakal’dan duyduk ekranlarda. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın MHP lideri Devlet Bahçeli için sarfettiği “Sen aile ne demek bilmezsin Senin çocuğun yok ki” sözlerine ne kadar üzüldüğünü milyonlar önünde anlattı Fatih Portakal.
Ama Armağan Portakal’ı tanıdıkça, onunla konuştukça anladık ki kocaman bir dünyası var. Kurumsal hayatın tüm stresinden kaçmak için kendi freelance işini kurmuş, pazarlama sektörüne yeni bir kimlik kazandırmak için adımını atmış ve başarılı da olmuş bir kadın. Profesyonel koçluk, rüzgar sörfü, yardım organizasyonları… Herşeye vakit ayırabiliyor…
Başarılı erkeğin “yanındaki” başarılı kadın Armağan Hanım’a merak edilen herşeyi sorduk; Armağan Portakal kimdir? Biraz dinleyebilir miyiz sizden? 44,5 yasındayım daha dogrusu 40+ (plus) yaşındayım diyorum buna ben. 40 yas ve sonrası cünkü bence bıyolojiık bır yaş değil bır ruh yaşı. Aslen Salihlili’yim. 3 kız kardeşiz biz. Ben en küçükleriyim. Çevre mühendisiyim fakat çevre mühendisliğini yapmadım bilinçli olarak. O zaman oyle bir karar verdim cok severek okudum. Ardından pazarlama sektöründe yani pazarlama departmanında çalışmaya basladım. 22 yıldır çalısıyorum bundan 8 yıl once iş hayatıma, kurumsal hayata bir son verekek istifa edip sistem dışına çıktım.
Sonra İstanbul’a geldik ve ben tekrar kurumsal hayata girmedim. Pazarlama yol arkadaşlığı dediğim freelance, kendıme farklı bir sistem kurdum bunun yanında da yeni hobiler edindim fotoğraf çekmek gibi rüzgar sörfü gibi. Özellikle fotoğraf benim için hani çok önemli fotoğraf sayesinde sürekli yeniı yerlere gidiyorum, yeni hikayeler yeni fotoğraflar ve bunların hikayeleri beni çok zenginleştiren ve aynı zamanda kişisel gelişimime gerçekten katkı sağlayan bir hobi. Sosyal sorumluluk aktiviteleri yapıyorum. Yani çektiğim fotoğraflar bir işe yarasın diye. TÜRGÖK Türkiye görme özürlüler kitaplığı yararına sergiler açtım kabartma kitapları için. Ondan sonra “Tesadüf” isminde küçük bir kitabım var.
Tesadüf benim hayat boyu böyle küçük bir ajandaya başımdan geçen olaylar sonucu not aldığım kısa kısa sozler, minik minik, hani minicik hikayeler gibi, eteğimdeki taşları döktüğüm birşey. Onu önce sadece eşime dostuma bir yılbaşı hediyesi yapmak için bastırmıştım. Ama arkasından sonra Pastiga yayın evi bastı. Şimdi kitapçılarda satılıyor. Tesadüfün boyu çok ufak ufacık bır kitaptı , ama bir sürü sosyal sorumluluk aktivitesine katıldı. Sonra boyu büyüdü Pazarlama için çok farklı birşey kol oluşturmuşsunuz olaya farklı bir pencerenden bakıp “yol arkadaşım” diye tabir etmişsiniz.
Bunu ev ortamından gerçekleştirmek biraz zor olmuyor mu? Markalara destek olmak, marka yaratmak ya da tanıtmak home office olarak yapılabilir mi? Aslında şöyle şimdi ben pazarlama adına çok farklı birşey yapmadım. Normal pazarlama tecrübelerimi farklı bir yöntemle insanlara sunmaya başladım.
«12345678910» Bunun adı pazarlama yol arkadaşlığı. Ben artık hiç bir şirketin bordrolu elemanı olmadan, onların organisazyonunda olmadan dışardan sanki sanal bir pazarlama departmanı gibi çalışıyorum. Sorumluluklarını alıyorum. Bir danışman gibi değilim ben. Belli zamanlarda gidip; belli görüş teastisinde bulunup geri dönmüyorum. Birfiil onların pazarlama departmanı oluyorum. Çünkü o firmaların genellikle pazarlama departmanı olmuyor. Onların dışardan bir çalışanları olması da çok işlerine geliyor. Hem tecrübeye ulaşıyorlar hemde çok büyük süreklilik arz eden bir mali yük omuzlarında olmuyor.
Çünkü bordrolarında değilim. Daha rahat gibi görünsede mesuliyeti daha fazla bir yöntem. Birde aynı anda birkaç tane işle uğraştığınız için de aslında bazen çok keyifli bazen çok stresli olabiliyor. Ama neticede benim kendi bağımsızlığım elimde olduğu için bir kurumsal çatı altında olmadığım için bu beni çok mutlu eden birşey. Ben kurumsal hayattan çıkarkan pazarlama direktörüydüm. İstifa edip dışarı çıktığım zaman o özgür hayatın içinde küçüçük bir balık olduğumu fark ettim.
Fakat kocaman tertemiz okyanusta olmanın değerini çok iyi biliyorum o yüzden bu bağımsızlık güzel birşey. Pazarlama, satış, marka yönetimi gibi stresi yüksek düzeyde olan bir iş kolunu keyifli hale getirdiğinizi söyleyebilir miyiz?normal kitap boyutuna geldi . Ama burnu büyümedi diyorum ben.