‘Amacınız İBB’nin kapısına kilit mi vurmak?’

GÜNDEM

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Aralık ayı meclis toplantısının birinci oturumu Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Yılın son ayının meclis toplantısında gündem dışı söz alan CHP İBB ve Beşiktaş Belediyesi Meclis Üyesi İnan Güney, Aralık ayının önemli gün ve olaylarına değindi ardından İBB’de çoğunluğu temsil eden AK Parti Meclis Grubu’nun İBB’nin çalışmalarına engel olduğunu öne sürerek, ‘İBB’nin çalışmalarına engel olmak, İstanbul halkına verilen en büyük zarardır’ dedi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Aralık ayı meclis toplantısının ilk oturumu Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat  Merkezi’nde yapıldı. Gündem dışı konuşmalar bölümünde söz alan CHP Beşiktaş ve İBB Meclis Üyesi İnan Güney,  Aralık ayındaki önemli gün ve olaylara değindi. Konuşmasında Ekrem İmamoğlu başkanlığında üç yıldır yönetilen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin  çalışmalarının,  çoğunluğu temsil eden AK Parti Grubu tarafından ne tür engellerle karşı karşıya bırakıldığını da anlatan Güney,  önemli açıklamalarda bulundu. Güney konuşmasında şunları söyledi;

‘ATATÜRK DEVRİMLERİNİ SELAMLIYORUM’

3 Aralık Engelliler Günü; kutlama günü değil farkındalık günü olan 3 Aralıkta engellilerimizin hayatına bende dikkat çekiyor zihnimizdeki ve gönlümüzdeki engelleri kaldırmamızı diliyorum. 4 Aralık Madenciler Günü dolayısıyla 300 Maden şehidimizi anıyor, kömür karası elleri, terli alınlarıyla yerin yedi kat dibinde ciğerini yiyen tüm maden emekçilerini selamlıyorum. 5 Aralık Kadın Hakları Günü; Avrupa’nın bir çok ülkesinden önce kadınları yönetime, iş hayatına, sosyal ve güncel hayata dahil etme iradesini gösteren, seçme ve seçilme hakkını veren Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve Atatürk Devrimlerini bir kez daha selamlıyor, 3 kız babası olarak tüm kadınlarımızın Kadın Hakları Günü’nü kutluyorum.7 Aralık, Nazım Hikmet’in “bana mutluluğun resmini yapabilirmisin ?” sorusuna “buna ne tual yeter ne de boya” diyerek mutluluğun şiiri ile cevap veren sanatçımız Abidin Dino’yu saygıyla anıyorum.10 Aralıkta Beşiktaş’ta gerçekleştirilen hain terör saldırısında şehit olan 39’u polis olmak üzere 46 canımızı rahmetle anıyor, terörü lanetliyorum. 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü; dünyada silahlanmaya harcanan paranın sadece ve sadece %1’i ile açlık sorunu çözülebilecekken çözülmüyorsa, açlıktan savaştan göçten dolayı Aylan Bebeklerin cansız bedeni ölü bir balık gibi kıyıya vuruyorsa; içerde anaların gözyaşı dinmiyor, haksız hukuksuz tutuklamalar devam ediyorsa daha gün o kutlama günü değil diyor 10 Aralığı kutlayacağımız günlere olan inancımı belirtiyorum.

 ‘ERDAL EREN’İN ASILDIĞI DARAĞACI UTANDI, CELLATLAR UTANMADI’

12 Aralık, “Ankara adı kara, bu yara başka yara, 17 yaşındaydı kıyılır mı Erdal’a” diyerek ardından ağıtlar, türküler yakılan, darağacına giderken annesine yazdığı mektupta “Beni ibret olsun diye asacaklar ama ben ölümden korkmuyorum..Özgürlük rüzgarıyım ben eseceğim üstünde yurdumun” diyen ve 17 yaşında 12 Eylül faşist cuntası tarafından idam edilen, darağacının bile utandığı ama cellatlarının utanmadığı Erdal Eren’e selam olsun diyorum.    19 Aralık Maraş Katliamı’nı lanetliyor,gençlerimize , ana karnında bebelerimize kıyanları unutmadık unutmayacağız diyorum. 23 Aralık’ta gericilerin ayaklanması sonucu, Cumhuriyet devrimleri yolunda şehit düşen Asteğmen Kubilay’ı, Menemen şehidimizi saygı, rahmet ve şükran ile anıyorum.25 Aralık 1973; Milli mücadele kahramanlarımızdan, Batı cephesi komutanımız,Sevr teslimiyetine karşı emperyalistleri dize getiripdiplomatik dehası ile Lozan’ı imzalayan, “Bir ülkede namuslular namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur” diyen CHP Genel Başkanımız, 2.Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’yü, sevgi, saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.27 Aralık Mehmet Akif Ersoy’un, Milli mücadelenin şair, hatip, gazeteci, siyasetçi destekçisi, İstibdat rejiminin muhalifi, İstiklal şairimizin hayatını kaybettiği gün, rahmet ve minnetle anıyorum.Aydınlanma ve Cumhuriyet düşmanlarınca suikast sonucu öldürülen, iki yurtsever aydınımızı Prof.Cavit Orhan Tütengil’i ve “Fettullahçı çete devleti ele geçiriyor, Fethullah aslında bir terör örgütü lideridir”diyen  NecipHablemitoğlu’nu ve FETÖ kumpasına düşen ve onuru için, bu haksızlığa hukuksuzluğa dikkat çekmek için canına kıyan Yarbay Ali TATAR’ı rahmetle anıyorum.

‘İSTANBUL’U İNSANI ÖNCELEYEN BİR ANLAYIŞLA YÖNETİYORUZ‘

“Tophane’nin karanlık sokaklarında, koyun koyuna yatan çocuklarınla bekle, bekle zafer türküleriyle geçişimizi, bekle o günler gelsin gelsin İstanbul, sen bize layıksın biz de sana İstanbul, boşuna çekilmedi bunca acılar, büyük ve sakin Süleymaniye’nle bekle, parklarınla köprülerinle, meydanlarınla bekle bekle Bizi İstanbul”diyerek yıllarca uğruna şiirler yazdığımız İstanbul’u, kavgamızın ve sevdamızın şehrini nihayet kazandık ve 2.5 yıldır rant projeleri ile değil halk projeleri ile, inşaatı, imarı önceleyen bir anlayış ile değil insanı önceleyen bir anlayış ile yönetiyoruz. Önceliğimiz yoksullukla mücadele; önceliğimiz çocuklar yatağa aç girmesin; önceliğimizgençlerimiz, öğrencilerimiz, kadınlarımız, emeklilerimiz; önceliğimiz İstanbul’un yeşili, doğası, kültürü, sanatı, tarihi; önceliğimiz İstanbul’u İstanbul yapan tüm değerler; önceliğimiz İnsan anlayışıyla yönetmeye devam edeceğiz..

‘İBB’Yİ ENGELLEME REFLEKSİ İKİ BUÇUK YILDIR BİTMEDİ’

Biz bir değerler manzumesi ile İstanbul’u yönetirken yılın son meclisinde,2022 yılında devam etmemesi ümidi ve dileğiyle dikkatleri tekrar engellemelere, engellemelerin İstanbul halkına ekonomik ve sosyal maliyetine, İBB’ye ve İstanbul’umuza zararlarına dikkat çekmek istiyorum..Engellemenin adı değişiyor, şekli değişiyor ama engelleme refleksi maalesef2.5 yıldır hiç değişmiyor. Engelleyenin adı bazen İBB Meclisi oluyor; bazen Meydan düzenlemelerimizi durduran, izin vermeyen koruma kurulu ve anıtlar kurulu oluyor; bazen Sayıştay, bazen bakanlık, bazen yargı, bazen bürokrasi, bazen ilçe belediyeleriniz oluyor ama hiç bitmiyor.. İstanbul halkı ile, milli irade ile Ekrem İMAMOĞLU tercihinden dolayı hesaplaşır tavrınıza son vermiyor, İstanbul halkına, İstanbul’a verdiği zararı göre göre ısrarla devam ediyorsunuz.

İlk engelleme 31 Mart 2019 tarihinde İstanbul halkının sandıkta tecelli eden iradesine karşı yapıldı, TRT yayını keserek bu engele destek verdi, YSK seçimi tekrarlayarak engeli devam ettirdi ve seçim tekrar edildi ancak kazanan milli irade oldu, halkın dediği oldu, İstanbul halkı iradesini engelleyenlere 13 bin farkı 800.000’e çıkararak gereken cevabı sandıkta demokrasi ile verdi. Tabi bu ikinci seçimin demokrasimize, ülkemize, İBB’ ye, İstanbul Halkına ağır ekonomik maliyetleri oldu..

‘UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE KOMİSYONUNA BİLE HAYIR DEDİNİZ’

Ve engellemeler ardı ardına devam etti; 25 yıldır 9 olan komisyon üye sayısını sırf CHP’li bir üyeyi engellemiş olmak adına 8’e düşürdünüz. Uyuşturucu ile mücadele komisyonu kuralım, İstanbul’un en önemli sorununa, gençlerimizin hayatını karartan bu duruma İBB olarak hep birlikte müdahil olalım deriz buna dahi hayır der sonra yaptığınız yanlışı anlayınca ‘evet’ dediniz ancak bu direk engelleme refleksinizi açığa çıkaran bir tavırdır. Pandemi toplantısı yaparsınız İstanbul’un belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nu çağırmazsınız, “Deprem var, gelin her şeyi bir kenara bırakın, yüzbinlerce insanın hayatı mevzubahis” çağrısı yapan başkanımızın kurduğu ortak masadan kaçarsınız sonra engelleme yapmıyoruz dersiniz.İştirak yönetim kurullarını 25 yıldır İBB Başkanı atar, şimdi başkan atamasın dersiniz başkanın yetkisini almaya çalışırsınız sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz.

UKOME 25 yıldır İBB çoğunluğunda, İBB başkanı ile uyumlu bir şekilde kararlar alırken, “olmaz seçimi kaybettik artık çoğunluğu hükümete verelim” dersiniz, sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz. İstanbul’un 5000 taksi ihtiyacı var, (bunu kentte yaşayan herkes yaşayarak tecrübe ediyor) bunu çıkarıp İstanbulluların hizmetine sunalım, bazı minibüs hatlarını da taksiye çevirip hattı iş yapmayan minibüsçü esnafa destek olalım deriz, hop yandaşlaştırılan UKOME’deki kurşun askerler el kaldırır, talebi reddeder sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz.’

Pandemi dolayısıyla sosyal dayanışmayı örgütleyelim, paylaşımı arttıralım dedik açılan yardım hesaplarına tüm Türkiye’den oluk oluk destek geldi, hemen yasaklama kararı alıp dayanışma bütçesine el koydunuz, ardından halka bedava ekmek dağıtımını yasakladınız sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz. Yıllardır İBB’nin işlettiği, halka 30 TL ile hizmet verdiği Galata Kulesi’ni oldu bitti ile alıp bakanlığa devrettiniz, yetmedi ziyaret ücretini 110.00 TL’ye çıkardınız halkın kuleye çıkışını imkansız hale getirdiniz, sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz.

Haydarpaşa ve Sirkeci Garları ihalesini yaparsınız İBB’nin girmesine engel olursunuz. Marmaray’daki aktarma uygulamasını kaldırıp İstnabullulardan aktarma ücreti değil bilet ücreti alırsınız sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz. İBB Saraçhane Binasını kütüphane yapacağız, eğitimin, bilimin hizmetine sunacağız dedik, hemen 1.derece tarihi eser yaptınız biz kütüphane yapamayalım diye sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz. Komisyonlardan canınızın istediği dosyayı çıkartır, canınızın istemediğini gerekçe dahi göstermeden sümen altı eder gündeme aldırmazsınız, 500’e yakın dosyayı 1,5 yıl komisyonlarda bekletirsiniz sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz...

Sözleşmeli personel istihdam edelim deriz komisyonda bekletir gündeme almaz red verirsiniz sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz. İşbirliği protokolü yaparız ret verirsiniz, Kurumsal yapılanma ve yönetmelik değişikliği yaparız ret verir engel olursunuz. Daha verimli, aktif ve dinamik bir şekilde hizmetleri yürütmek amacıyla Bilgi İşlem ve Yönetişim Şube Md, Kültür Varlıkları ve RestorasyonŞb Md, Organizasyon Şube müdürlükleri ve İtfaiye Önlem ve denetim şube müdürlüğü kuralım deriz engel olursunuz sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz. Hiçbir yazışma yapmadan, altlık oluşturmadan, belediye veya komisyon görüşü alınmadan, 25 yıllık teamüllere aykırı şekilde önergeler ile İBB Mülklerini, hizmet vereceğimiz binalarımızı kendinize tahsis eder, sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz. Mülkiyeti İBB’de olan taşınmazları İBB yönetiminin 25 yıllık teamüllerine aykırı, devlet işleyişine ters bir şekilde başka kurumlara önerge teklif ile tahsis edersiniz sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz.

‘KURBAN BAĞIŞLARINA ENGEL OLDUNUZ’

25 yıldır altyapı kazı ruhsatlarını İBB verir, yıllık neredeyse 500 milyon gelir elde eder, hop Ankara’dan bir karar artık yetkiyi ilçe belediyeleri ile paylaşacaksınız derler sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz. 25 yıldır Otopark yetkisi İBB ve iştiraki İSPARK’tadır ve bir andan canımız sıkıldı bu yetkiyi de artık ilçe belediyelerine verdik diye Ankara’dan bir karar aldırırsınız, İBB yi yüz milyonlarca lira kaynaktan eder sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz. İstanbul Vakfı’nın kurban bağışı almasına engel oldunuz.

‘TAKSİM MEYDAN PROJESİ’Nİ DURDUNUZ’

Proje amaçlı gelen paralara, tarihinde ilk kez müteahhit alacağı için tedbir koyup tahsil ettirmek engelleme değilde nedir acaba?İBB ile Silivri Ziraat Odası Başkanlığı, İBB ile Silivri Sebze Üreticileri Birliği arasında, İBB ile tarımsal kooperatifler arasında protokol yapalım deriz komisyonda bekletir engel olursunuz. İlçelerinizde bulunan İBB, İmar AŞ, Kiptaş’a ait arsa ve arazilerin imarını değiştirerek yeşil alan, otoparka çevirerek İBB’nin gelir getirici projeler yapmasını engelleyip, iştiraklerin zarar etmesine sebep olursunuz sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz. Adalar’da İmar Planı yapma ve onama yetkisini bakanlığa vermek istersiniz, İBB’den geçiremediğiniz planları bakanlığa götürür geçirirsiniz,İBB’nin yetkisini bakanlığa devredersiniz, bu da kabul edilemez bir engellemedir.Doğrudan demokrasiye örnek teşkil edecek bir şekilde, şeffaf ve katılımcı bir süreçle, yarışma ile belirlenen Taksim ve diğer meydan projelerimiz 350 bin İstanbullunun irade beyanı ile son şeklini almış ancak kurullar devreye girerek meydan projelerini durdurmuş, yapımına engel olmuştur.

Yaklaşık 100 yıldır İBB’ye ait olan Gezi Parkı’nı; tarihe, yasalara, vicdanlara ters bir şekilde olmayan bir vakfa devrediyorsunuz bunun adı nedir İstanbulHalkının takdirine bırakıyorum.Hafriyat alanları ile ilgili dosyayı 1 yıl komisyonda beklettiniz, 25 yıldır olmayan, aklınıza gelmeyen bir değişiklik yapıp, işletme cirosundan % payı sırf İBB zarar görsün diye ilçe belediyelerine verdiniz sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz. Bu payı İBB kendi yönetiminde iken düşünüp ilçelere vermeyenler bu dönem verince bunun samimiyetten, gerçeklikten uzak siyasi bir karar olduğunu anlıyoruz.Sosyal konutların tasarrufu geçmiş dönemlerde İBB başkanının yetkisinde iken,2011/71152 örnek kararda İBB Başkanına yetki verirken aynı madde bu dönem reddedilmiş dolayısyla engel olunmuştur. Bu yetki geçmişte verildi ise şimdi neden verilmiyor, yanlış bir karar ise geçmişte neden verdiniz diye sormak istiyorum?

‘GENÇLERE ÜCRETSİZ İNTERNET SAĞLANMASINI ENGELLEDİNİZ’

KYK Yurtlarında öğrenci kardeşlerimize ücretsiz internet sunan seyyar aracımıza müdahale edip, İBB’nin gençlerimize ücretsiz internet sağlamasını engellediniz. Şehir Tiyatroları sahnesinde kürtçe oyun oynatalım deriz hop yasaklama gelir.. Yıldız Kenter Tiyatrosuna sahip çıkalım, Türk Tiyatrosu’nun iki duayeni Yıldız ve Müşfik Kenter kardeşlerin ismini bu şekilde yaşatalım deriz önce reddeder sonra canınız ister kabul edersiniz. Cemevlerini ibadethane olarak kabul edelim deriz bir inanca, kültüre ait ibadethaneyi tanımazsınız. Mahallelerde kreş açacağız, çalışan kadınları teşvik etmiş olalım, çocuklarımıza çağdaş ve kaliteli eğitim verelim diye belediyelerinizden yer isteriz, cevap dahi vermezsiniz sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz..

‘HASTANE KANTİNLERİNİ BELTUR İŞLETMESİN DEDİNİZ’

Şairin dediği gibi:Kalmasın istemiştik, bir tek ayak çıplak, bir tek dal susuz, bir tek çocuk yorgun, yarınsız, ekmeksiz.Bu şiarla Yoksul ve ihtiyaç sahibi ailelerin bebeklerine ücretsiz HALK SÜT vereceğiz, sütün litresinin 15 TL’ye dayandığı bu kriz günlerinde,  117 bin bebenin karnı ücretsiz doysun isteriz Sayıştay yasal değil der engel olursunuz. 0-4 yaş çocuklu annelere ücretsiz ulaşım imkanı sağlarız, hane bütçelerine katkı sunarız olmaz mevzuata aykırı der sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz. Üniversite öğrencilerimize, Aydın ve Çağdaş bir Türkiye’nin teminatı üniversite öğrencilerimize burs veririz o da mevzuata aykırı bulunur, engellenir. 25 yıldır mülk sattınız, borçlanmanın yanında mülk satarak bütçe denkleştirmeye çalıştınız ancak sizin döneminizde satışına karar verdiğiniz araziler bu dönem meclise gelince yeşil alan ilan ettiniz, ne mutu bizlere ki sizlere sonunda ağacın yeşilini, denizin mavisini sevdirdik.. Kendi döneminizde satış kararı aldığınız bu yerleri İBB’yi eğer tekrar siz kazansaydınız satacak, yerlerine AVM, Otel, Residence yapacaktınız..Beltur’ a şube açalım ucuz ve kaliteli yiyecek içecek ağını genişletelim hem İstanbul halkına hem Beltur’a katkı sunalım deriz bırakın desteği 25 yıldır Beltur’un işlettiği devlet hastaneleri kantinlerini de Beltur’ dan alırsınız yetmez Beltur sermaye artırımına onay vermezsiniz sonra ENGELLEME yapmıyoruz dersiniz...Ne oldu da 25 yıldır hastane kantinlerini Beltur işletirken bir anda geri aldınız, bu kin niye, bu düşmanlık kime?

‘SIRÇA KÖŞKLERİNİZDEN ÇIKARSANIZ, HALK EKMEK BÜFELERİNDEKİ KUYRUKLARIN NEDENİNİ ANLARSINIZ’

Yıllarca Halk Ekmek büfeleri açmamıza engel oldunuz, dolayısıyla İstanbul Halkı’nın ucuz ekmeğe ulaşımını engellediniz bugün önünde oluşan kuyruklar hem ekonomik krizin ne kadar derinleştiğini hem de büfe sayısını çoğaltma kararımızın ne kadar doğru olduğunu ispatlamıştır. Sizlerin fotoğraf çektirmek için oluşturulan kuyruklar olarak yorumladığınız yüzlerce metre ekmek kuyrukları kabul etseniz de etmeseniz de geçim kuyruğudur geçim. Kasımpaşa’da 1500 ekmek satan büfe şu an 4000 ekmek satıyor ve önünde yüzlerce metre kuyruk oluşuyor. Sırça köşklerinizden vatandaşa bakmayı bırakın girin Kasımpaşa sokaklarını dolaşın halkın gerçeğini görün. Bizler burada Halk Ekmeğe nasıl bir sübvanse verelim ki vatandaşa ucuz ekmek vermeye devam etsin, şubeleri nasıl artıralım diye ortak düşünüp hareket etmemiz gerekirken bizler size engellemeyin de vatandaşa ucuz ekmek vermeye devam edelim çağrısı yapıyoruz.

İSKİ’nin su güncellemelerini sürekli engelleyerek ya da enflasyon ve maliyetler altında vererek kurumun sürekli gelir kaybına uğramasına yani zarar etmesine neden olmaktasınız. Engel olduğunuzun sadece İSKİ Bütçesi değil İstanbullu hemşerilerimizin en temel ve insani ihtiyacı olan kaliteli ve kesintisiz su hakkı olduğunu unutuyorsunuz.İETT’nin otobüs almasına engel oluyor sonra da koca İstanbul’da binlerce otobüsten biri bozuldumu hemen çekip sosyal medya şovmenliği yapıyorsunuz, ancak engel olduğunuzun sadece İETT’nin otobüs alımı değil, İstanbullu hemşerilerimizin konforlu ve güvenli  seyahat hakkı olduğunu unutuyorsunuz..

‘İBB’NİN YÜKÜNÜ AĞIRLAŞTIRMAYIN, HAFİFLETİN’

Kendi belediye bütçelerinize bakınca yer satışları, borçlanma ile denklik sağlamakta yani borçlanacağınızı ve yer satacağınızı bütçe ile ilan etmektesiniz. Sadece ve sadece 2018 yılında 2.720.000.000,00 TL (793.000.000,00 USD) yer satarak 2018 yılı gelirinin %15’ini İBB Mülklerinin satışından sağladınız. Bugünün kuru ile 10.943.000.000,00 TL İBB mülkünü sadece 2018 yılında satmışsınız diğer yıllara bakmaya gerek dahi yok..(2010 yılında da 536.800.000,00 USD yer satarak bütçenin %13’ünü satıştan sağlamış ve her yıl düzenli satışlar yapmışsınız).Şimdi İstanbul halkının dikkatine, takdirine altını kalınca çizerek tekrar sunuyorum; sadece 2018 yılında bugünün kuruna çevirdiğimiz de 793.000.000,00 USD’lik İBB gayrimenkulü satanlar, kendi belediyelerinde bütçe denkliğini mülk satışı ve borçlanma ile sağlayanlar 2,5 yıldır İBB’nin mülk satmasına, borçlanmasınadirenmekte ve engel olmaktalar, bu kötü niyettir, bu sandık iradesine burada kalkan el çoğunluğu ile ayar vermektir, bu İstanbul halkının tarihinde en büyük oy oranıyla kazanan Belediye Başkanı ve yönetimine engel olmak değilde nedir acaba? .

‘AMACINIZ İBB’NİN KAPISINA KİLİT Mİ VURMAK?’

30 milyar borç yükü 5,78 TL dolar kuru ile devralınan İBB, bugünkü 14,00-14,90 TL’lik dolar kuru düşünüldüğünde milyarlarca liralık ilave kur farkı maliyetini yüklenmiş ve yüklenmeye devam etmektedir. Sadece kur farkının belediyemize ilave yükü 7-8 milyar TL’dir değerli İstanbullular. Bu borç yükü ile teslim aldığımız ve bu ekonomik kriz döneminde yönettiğimiz belediyemizinborçlanma taleplerini  zamanında karşılamamanızın, borçlanma taleplerimizi engelleyerek ileri tarihlere atmanızın ya da reddetmenizinfaiz farkı maliyeti milyonlarca lira tutmuştur(Örneğin 2020 Şubat ayında talep edilen borçlanmanın 2020 Eylül ayında verilmesinin ilave faiz maliyeti yaklaşık 240.000.000,00 TL olmuştur).. Bu ne Sn.Başkanımız Ekrem İMAMOĞLU’nun ne de bizlerin değil İstanbul halkının cebinden sırf sizlerin engelleme odaklı siyasetinizden dolayı çıkan tutardır.Zarar ettirmek, sıkıntıya sokmak, kapısına kilit vurdurmak istediğiniz İBB, iştirak şirketleri İstanbul Halkınındır unutmayın, ne dün sizindi ne de bugün bizim değildir 16 milyon İstanbullunundur.. İBB, İştirak şirketleri, İETT, İSKİ İstanbulluya hizmet kapılarıdır. Vatandaşa hizmet kapılarını onlarca kurum, kuruluş, yöntem, metot ile engellemek, buralar üzerinden İstanbul halkını İMAMOĞLU tercihinden dolayı cezalandırmak, siyasi hesap görmek doğru değildir. Hep birlikte Görevimiz 2018 yılına göre 4 kat arttırılarak 1,7 milyar TL olan sosyal yardım bütçesi ile Vatandaşa dokunacak ortak projeler üretmek, Halk Süt, Halk Ekmek, Öğrenci Bursu, öğrenci yurtları, 0-4 yaş çocuklu annelere ücretsiz ulaşım, çocuk kreşleri, kadın dayanışma evleri, gıda destek paketleri, sosyal yardımlar, çiftçilere destek, üreticilere destek gibi devam eden sosyal projeleri destekleyip arttırmak, karakış şartlarında vatandaşı desteklemek olmalıdır.. Sizlere de düşen bu hizmetlere engel olmak değil teşvik etmek olmalıdır diye düşünüyorum..

‘KUTUPLAŞMAYI BİR KENARA BIRAKMALIYIZ’

Ekonomik kriz işçiyi, emekliyi, esnafı kasıp kavururken, vatandaşların ihtiyaçları ve öncelikleri değişmekte, normalde ihtiyaç sahibi olmayan yüzbinler sosyal yardıma muhtaç hale gelmektedir. Halk ekmek büfelerinde onbinlerce kişi kuyrukta bekliyorsa, kış şartlarında geçici barınma merkezlerinde kalan yurttaşlarımızın sayısı iki kat artıyorsa, 100.000 öğrenci İBB’yeburs başvurusu yapıyorsa, on binlerce üniversiteli barınma sorunu yaşıyor ve alt gelir grubuna mensup barınamayan öğrenciler parklarda kalıyorsa, 250 kişilik işçi alımına 25.000 kişi başvuruyor ibbkariyerde cv sayısı iki milyona dayanıyorsa, yoksulluk artarak devam ediyor artan gıda fiyatlarından dolayı bebelerin süte ulaşımı zorlaşıyorsa, 2022 yılında sizlere bizlere hepimize düşen siyaseti, kutuplaşmayı bir kenara bırakmak İstanbul için, İstanbul’a hizmet için birlik olmaktır.2022 yılının İstanbulumuza, Türkiyemize ve tüm insanlığa sağlık, sıhhat,barış, kardeşlik, başarı ve mutluluk getirmesini diliyor hepinizi saygıyla selamlıyorum. FİDAN UĞUR-KENT YAŞAM

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.