Ortaokulu bitirince evimize en yakın olan düz liseye kaydımı yaptırdım.

Çocukluk hayalim doktor olmaktı.

Eğitim çıtası düşük ve sürekli olaylar çıkan bir okul olduğu için orada okumak istemiyordum ama bana verilen hak mahalle sınırlarını aşamıyordu.

Bu arada meslek lisesi sınavına da girmiştim, onu kazanınca doktorluk hayalimden vazgeçip, kaydımı meslek lisesine aldım.

"Mühendis olayım bari" dedim..

Üç yıllık Torna-Tesviye bölümünün birinci sınıfında notlarım yüksek olup, istenilen barajı geçince Teknik Lise'ye seçildim.

Okulun diğer bölümlerinden gelen öğrencilerle birlikte 28 kişilik bir sınıfımız vardı.

Karpuz tarlasının seçmece mahsulü gibiydik..

Makina bölümünde fen ağırlıklı dersler görüp, teknisyen olarak yetiştirildik.

Aldığımız dersler genellikle üniversitede makina mühendisliği ya da teknik öğretmenlik okumamıza yönelikti.

Üçüncü sınıfta üniversite sınavına girme hakkımız vardı, bunun için dışarıdan bitirme sınavlarına girip, meslek lisesi diploması aldım ama üniversite sınavını kazanamadım.

Teknik okullar dışındaki fakültelere de girebilmek için dördüncü sınıfta fark derslerini verip, düz lise fen kolu diplomasını, mezun olunca da dört yıllık teknik lise diplomasını aldım.

Üç ayrı lise diplomam olmuştu. Üniversite sınavında giremeyeceğim bölüm yoktu.

Ve aynı yıl girdiğim iki aşamalı üniversite sınavında Eğitim Fakültesi Tarih-Coğrafya bölümünü kazandım.

Demek ki içimde gizli bir ilgi alanı daha vardı..

Mutluluğumu paylaşmak için yanına gittiğim atelye hocamız, "Biz sana bunun için mi dört yıl emek verdik" diyerek, yüzüme bile bakmadı.

Haklıydı, tam günlü dört yıllık teknik eğitim boşa gitmişti.

Bir yıl öğretmen okulunda okuduktan sonra bu defa hukuk ya da siyasal okumak için yine üniversite sınavına girdim.

Ancak kazandığım okul o zaman hukuk fakültesine bağlı gazetecilik bölümüydü. Kaydımı yaptırdığımda da Basın Yayın Yüksek Okulu oldu.

Sonunda dört yıllık gazetecilik ve halkla ilişkiler bölümünden diploma aldım.

Anlayacağınız Marmaray'a girip, tünelden Üsküdar'da çıkarım diye düşünüyordum, nasıl oldu bilmiyorum Sarıyer'den çıktım.

Galiba atalarımız bunları çok yaşadığı için "evdeki hesap çarşıya uymaz" demişler..

O yüzden ben eğitim işinde hesaba kitaba pek güvenmiyorum, tünelin ucunun nereden çıkacağı belli olmuyor..

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner183