Hayat boyu parayla hiç barışık olmadım. Nedense çoğu kişinin ölesiye peşinden koştuğu bu kağıt parçası beni hiç cezbetmedi. Sevemedim bir türlü.

Zaten ne zaman biraz param olsa, maddi yönden rahatlasam, hep paraya bağlı olarak huzurumu kaçıracak bir şeyler olmuştur.

Benim için yalnızca hayatımı sürdürmeme yardımcı bir madde olan paranın, bazı kişiler için hayatın temel nedeni olduğunu gördüğümde üzülmeden edemiyorum. Heleki insanlarla arama para girdiği zaman hepten moralim bozuluyor.

Para hesabı hiç yapmadım. Şu an bile cüzdanımda ne kadar para olduğunu bilmem. Olursa ihtiyaçlarımı karşılamak için harcarım. Olmazsa da yine gereksinim duyacağım için kazanmaya çalışırım. Ama çok kazanırsam da har vurup harman savurmam, yararlı işlere yatırmaya çalışırım.

İnsanlarla aramın en çok para yüzünden bozulmasından korkarım. Bu yüzden parayı öncelik sayıp, onun için herşeyi yapmaya hazır kişilerden fersah fersah uzak durmaya çalışırım.

Birine borcum varsa, zamanından önce ödemek için çabalarım, ödeyemediğim zaman gözüme uyku girmez. Bu nedenle hiç kimseden borç istemem. Şahsi alacağım olanlardan da uzak dururum, para için geliyor demesin diye.

Yalnız üç beş kuruşa tenezzül edip, borcunu gıdım gıdım ödeyenlerden, parası olduğu halde vermemek için kırk takla atanlardan, bin bir bahane uydurup, üstüne yatmak isteyenlerden de nefret ederim.

Birinin bana borcu varsa “vermiyorum arkadaş, üstünü çiz” demesi, bin türlü bahaneyle, üstüne yatmak istemesinden daha makbuldür. Çünkü o zaman delikanlı gibi söylüyor derim.

Paranın konuşulduğu, sohbet konusunun para olduğu ortamlar da beni hiç cezbetmez. Heleki ne aldığını, ne sattığını ya da başkalarının bu konuda ne yaptığını konuşanlardan hep uzak dururum.

Çünkü bazı kişiler insanın neyi var neyi yok çok merak eder. Ev aldın mı, araban var mı, maaşın kaç para, geçinebiliyor musun, diye sorduktan sonra eğer kendisi rakamsal olarak senden üstün durumdaysa bu kez kendi malını mülkünü ortaya serer ki sen karşısında ezilip büzülesin...

Ben böylelerini hiç dinlemem, önemsemem  de.

Bir şey almaya ya da yatırım yapmaya karar vermişsem, içimden düşünür, ne yapacağıma karar verir, ona göre harekete geçerim. Sesli düşünüp, hayallerimi veya planlarımı ortaya döküp, iki günde bir fikir değiştirerek, tutarsızlıklarıma başkalarını da ortak etmem. Varsa yerim, yoksa kazanmak için çalışırım.

Ama bazı kişilerdeki bu para hırsını görünce midem bulanıyor.

Biliyorki kefenin cebi yok, biliyorki öteki tarafa götüremeyecek, biliyorki kendi gidecek o güne kadar kazandıklarını geride kalanlar afiyetle yerken, onun adını bile anmayacak..

Ama yine de deli gibi para peşinde koşturup, kazandıkça kazanıyor, sonra da bunu nasıl başkalarından korurum diye gece gündüz düşünüp, uykularından oluyor.

Oysaki onun peşinden koşarken kaybedilen sağlık, onu kazanmaya çalışırken harcanan ömür, verilen emek ne kadar değerli.

Hele de para için yalan dolanla atılan kırk taklalar nedeniyle kaybedilen itibarın hiç bir yerde parasal karşılığı yok.. Ama bilmiyorlar, ne yapalım..

Sonuç olarak, benden alacağı olan varsa söylesin, hemen vereyim.. Sonra üstüne yattı, unutturdu falan demeyesiniz.

Borcu olanların da canı sağolsun, kırk taklaya gerek yok, olunca verirsiniz..!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner183